İran’a karşı adam akıllı bir cevap verilmediği takdirde “İsrail caydırıcılığının sonlanacağı” iddiasında bulunan İsrailli sağ kesim tepkilerini giderek arttırırken, iktidar da batılı ülkeleri İran saldırısı için ikna etmeye çalışıyor.
İran gerilimini iktidarının mevcudiyeti için elzem gören Netanyahu’nun “İran’a gerekli cevap elbette verilecektir” açıklamasını yapmasından kısa bir süre sonra İsrail Genelkurmay Başkanı Halevi de “Demir Kalkan Harekatı için hazırlıklıyız İsrail topraklarına yüzlerce füze ve drone ateşlemenin kuşkusuz bir cevabı olacaktır” demesi şimdilik iç siyasete yönelik hamleler olarak okunmaya daha müsait gibi duruyor.
“NÜKLEER TESİSLERDEN UZAK DURUN!”
ABD, İngiltere, Fransa gibi batılı ülkelerden hemen hemen her gün yenilenen “İran’la bizi karşı karşıya getirecek bir iş yapmayın” uyarılarının gölgesinde İsrail’in, sokaklardan yükselen intikam çığlıklarını somut bir adıma dönüştürmesi, en azından halkı tatmin edecek bir şekilde gerçekleştirmesi oldukça zor gözüküyor. Batılı güçlerin yanı sıra Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’ndan yapılan “İsrail’i İran’ın nükleer tesislerinden uzak durmaya çağırıyoruz. Kurumumuz tarafından kontrol altında tutulan bu tesisin bir saldırıya hedef olması altından kalkamayacağımız olayları beraberinde getirir” açıklaması da İsrail’in elini kolunu bağlamışa benziyor.
“BİZ VURURUZ SAVAŞ DA BÜYÜMEZ”
İsrail savaş kabinesi son günlerde batılı ülkeleri de halkı da tatmin edecek bir formül üretmek için var gücüyle çalışıyor. Beri yandan kabinenin saldırıyı cevapsız bırakmamakta kararlı olduğu da açık. Durum tam da burada yapılacak bir misilleme saldırısının niteliği konusunda düğümleniyor. Batılı güçlerle yoğun bir diplomasi trafiği yürüten İsrail’in İran’a karşı “tedbirli bir misilleme saldırısı” için onay almaya çalıştığı bildiriliyor. İsrailli diplomatların batılı güçlerden “Gelin siz de bize destek olun, İran o zaman bu savaşı yayamaz. Biz vurduğumuz kalırız. Savaş da büyümez. Siz de rahat edersiniz, biz de işimize bakmış oluruz” diye teklif götürmeyi düşündükleri de yine sızan bilgiler arasında.
Mossat üst düzey yetkililerinden Sima Shine’nın geçenlerde verdiği bir demeçte “Devrim muhafızları esas olarak Nevatim başta olmak üzere askeri tesisleri hedef aldı. İsrail misillemesi de aynı şekilde olacak ve İran’ın önemli bir askeri tesisi vurulmasından öteye gitmeyecektir” demesi İsrail basınındaki “tedbirli saldırı” tartışmalarını harladı.
DANIŞIKLI DÖVÜŞ MÜ?
İbrani Üniversitesi’nde görevli uluslararası bir siyaset uzmanı da “Aslında iki taraf da geniş çaplı bir savaş istemiyor. İran bunu gösterdi. Düşük ölçekli bir saldırı gerçekleştirdi. İsrail’in askeri tesisleri hedef alması da bu oyunun bir parçası olacaktır. İran’ın nükleer başta hassas hedefleri vurulursa, koşullar farklılaşabilir. İranlılar daha ateşlemeleri yapmadan niyetlerini bildirerek ve henüz araçların çoğu havadayken bu iş bizim açımızdan bitmiştir” diyerek karşılıklı bir tırmanma istemediklerini ifade ettiler zaten” diyerek gelişmelerin rotasını az çok belli etmiş oldu.
İsrail’in şuan en büyük hedefi batılıları tıpkı İran’ın gerçekleştirdiği gibi sınırlı bir saldırıya ikna etmek. Böylelikle hem batının sözünü dinlemiş olacak hem de iç siyaseti tatmin etmiş olacak.